23 Eylül 2025 - Salı
Dünden Bugüne Dış Politakamız
Dünden Bugüne Dış Politakamız
Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 3 dk.
191 okunma

Dr. Ramazan Canural
-Geçmişi bilmeden, bugünü doğru değerlendiremeyiz, yarın için de sağlıklı kararlar alamayız. Zaman hızla değişiyor. Toplum hayatı, siyaset, dış politika ve hemen her şey…
Özal öldüğünde cenaze töreni yapıldı. İyi hatırlıyorum; o dönemde dış dünya ile ilişkilerimiz, daha önceki dönemlerle kıyaslanamayacak kadar iyiydi.
Amerika ile de sıcak ilişkilerimiz vardı ama cenazeye ABD’den sadece eski başkanlardan biri katılmıştı.
Beş altı yıl sonra Ürdün Kralı Hüseyin vefat etti; cenaze törenine o dönemdeki mevcut ABD Başkanı ve üç eski başkan birden katıldı. İçim burkulmuştu. Ülkemin ABD nezdinde bir Ürdün kadar değeri yoktu.
Bu sadece bir örnek…
Geçmişin bu bağlamdaki tüm detaylarını yazmak bir köşe yazısına sığmaz.
Bölgesel ve küresel etkisi itibarı ile Türkiye'nin bugünü ve 25-30 yıl öncesi arasında çok fark var.
Cumhurbaşkanımız uluslararası toplantılarda çok sayıda liderle buluşuyor, aile fotoğraflarında baş köşede yer alıyor, dünyanın etkin liderleri arasında görüşmediği biri yok. Maşallah her biri kendisine bir telefon kadar yakın.
Yeri geliyor “Dünya beşten büyüktür” diyerek mazlumların sesi oluyor, küresel platformlarda konuşmaları dikkatle dinleniyor ve yankı buluyor; yeri geliyor Gazze’nin durumunu dünyaya en çok haykıran lider oluyor. Salı günü BM Genel Kuruluna 15. kez hitap edecek. Dışişleri heyetlerimiz her ülkede yetkililerle onurlu ve itibarlı bir şekilde görüşmeler yapıyor.
Ortadoğu’da sözümüz eskisine oranla daha fazla dinleniyor; bölgede etki katsayımız oldukça yükseldi.
Gazze Kasabı Netanyahu bile diğer devlet başkanlarını –Amerika hariç- tınlamadığı halde Türkiye ve bizim Cumhurbaşkanımıza laf yetiştirmeye çalışıyor.
Savunma ve harp sanayimizde önemli atılımlar yaptık. Yakın gelecekte denizaltılarımız ve F-35 e eşdeğer uçaklarımız da olacak.
Dış politikadaki performansımız artık dosta güven, düşmana korku veriyor. Bunu bazı kesimler, siyaseten görmek istemese de gerçek değişmiyor.
Ekonomide, tarımda, eğitimde açıklarımızı kapatır, gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltirsek, çok daha ileri noktalara ulaşacağımızdan kuşkum yok.
Cumhurbaşkanımıza yöneltilen “Yok BOP’un eş başkanı, yok ABD güdümünde hareket ediyor” gibi mesnetsiz suçlamalar çok eğreti duruyor. Bunlar siyaseten üretilmiş içi boş söylemlerden başka bir şey değil.
Fanatik taraftarlık yapmadığımı, hükümetin beğenmediğim yönlerini, gözümü kırpmadan eleştirdiğimi bu köşeyi takip edenler bilir.
Kişisel kanaatim:
Erdoğan’ın, ülkemizi, Osmanlı dönemi dahil son 200 yıldaki en prestijli noktalara taşıdığı su götürmez bir gerçektir.
Tabii bu başarılarda Dışişleri Bakanlarımızın gayretlerini inkâr edersek onlara haksızlık etmiş oluruz.
İnsanların kıymeti yaşarken bilinmeli; öldükten sonra onları övmenin bir anlamı yok.
Allah Cumhurbaşkanımıza sağlıklı ve uzun bir ömür versin.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları