|
|||
![]() |
Lavanta Maceramız... | ||
Dr. Ramazan Canural | |||
2016 yılından itibaren bazılarımızı bir lavanta merakı sarmıştı. Bizde gelenektir, bir şey moda olmuşsa o iş dalga dalga topluma yayılır. Lavantada da durum böyle olmuştu. Televizyonlar, gazeteler, internet yayınları üstümüze adeta bir lavanta bombardımanı yağdırıyorlardı.
Biz de bunu ilçemizde denemeliydik… Dediklerine göre fazla masrafı ve işçiliği yoktu ama para kazandırıyordu.
Konuyu aktif olarak araştırmaya karar verdik.
Önce Edirne'deki Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsüne gittik, oradaki yetkili dostlardan lavanta hakkında bilgiler aldık. Bu işe meraklı başkalarının da Enstitü'yü ziyaret ettiklerini gördük. Onlarla tanıştık. Sonra Burdur-Yeşilova, Isparta- Kuyucak, Burdur Lisinya tesisleri, Seydikemer Demirsoy Tarım Lavanta Bahçeleri derken… konu hakkında epey bilgi sahibi olmuştuk. Lavantayla ilgili literatür taramaları yaptık.
Edindiğimiz bilgilere göre ülkemizde iki türlü lavanta vardı(Doğada 39 tür!): Yağlık lavanta, eko turistik lavanta… Edirne'den, Isparta'dan, Dinar'dan fide yetiştiricileriyle temasa geçtik. Yirmi beş dönüm tarlanın yarısına yağlık (Angustifolia) yarısına da eko turistik (İntermedia) türü lavanta dikmeye karar verdik.
Görüştüğümüz insanların çoğu dikim zamanı olarak Kasım-Aralık ayını tavsiye ederken az bir kısmı da Haziran'a kadar dikilebileceğini söylediler. Biz de iş gelecek yıla kalmasın diye 7-10 Nisan arasında diktik.
Dikerken de "diplerine birer su bardağı can suyu vermeniz yeterli," demişlerdi. Denilenlerin hepsini yaptık. Diktikten sonra iki ay boyunca gittik baktık… gittik baktık… Ama ne yazık ki fideler tutmamıştı! Sonradan öğrendiğimize göre hem dikim hatası vardı hem can suyunun az verilmesi söz konusuydu; hepsinden daha da önemlisi zamanlama yanlıştı!
O yıl fide masrafı, işçilik, tavaların hazırlanması vs. derken harcadığımız 25.000 TL lik para buhar olup uçmuştu. (Yıl 2018)
Şimdi akıllanmıştık!
Aynı yıl sonbaharda daha bilgili olarak yeniden eyleme geçtik ve 10-15 Kasım arasında on beş dönümlük alana yeniden 26.000 lavanta fidesi dikip takibe başladık. Bari bu sefer bir gol yemeseydik! Bu defa hepsini de yağlık lavanta diktiğimizden fidelere daha fazla para ödemiştik. (40.000 TL)
Lavantaları kontrol etmek için ocak ayında tarlaya gittiğimizde, diktiğimiz lavantaların yarısının tarlanın yüzünde yan gelip yattığını gördük. Derin dikilmeyen fideler don nedeniyle yerlerinden sökülmüştü. Kökleri dışarıdaydı. Durum vahimdi…
Bizim paracıklar yine çöp olmak üzereydi! Ekibi hemen topladık, o fideleri sağlamca yeniden diktik. Tabii bunların tutup tutmadığını anlamak için taaa nisan ayını beklemek gerekiyordu. Şimdi düşünün artık üç ay boyunca bizdeki merakı ve acaba ne olacak kaygısını… Allah'tan bu sefer bir kazaya kurban gitmemiştik!
Geçenlerde bir lokantacı dostum, nasıl gidiyor Başkanım lavanta işleri? dedi. Ben de, iyi gidiyor iyi; sen de lavanta dikmiştin ne oldu? dedim.
Evet, dedi, ben de on dönüm dikmiştim, ama bir tanesi dahi tutmadı; bundan sonra bu işte altın var, deseler dönüp bakmam valla? Güldüm. Birinci lavanta maceramız aklıma gelmişti.
Sonuç: Tecrübe pahalıya mal olmuştu ama biz de inat edip bu işi başarmıştık!
|
|||
Etiketler: Lavanta, , Maceramız..., |
|