|
|||
![]() |
“ Bu Bıçak Var Ya Bu Bıçak ! ” | ||
Dr. Ramazan Canural | |||
Bizim kuşak öğrenci olayları yönünden oldukça zengindi (!) Sürüsüne bereket; her tarafta, anarşi, terör, kavga, dövüş kol gezerdi!
İlk üniversite deneyimini İstanbul Hukuk Fakültesinde yaşarken; o yıl yeni açılan Topkapı Atatürk Öğrenci Sitesi'ne yerleşmiştim. O öğretim yılında (1973-1974) ortalık çok karışıktı ve yurdu bir solcular bir sağcılar basıyordu. Ben ise herhangi bir gruba dahil olmadığımdan her iki taraftan da eşit şekilde dayak yeme şansına(!) sahiptim…
Sene sonu yeniden Üniversite Sınavına girip ertesi yıl daha sevdiğim bir okula kaydolmuştum: Eczacılık!
Şimdi artık İzmir'deydim. Okulun hemen yedi-sekiz dakika uzağındaki İnciraltı Atatürk Öğrenci Sitesi'ne yerleştik.
Dersler başladı…
Tam kendi kendime: İzmir öğrenci olayları yönünden daha sakin görünüyor; bu yıl inşallah rahat bir öğrencilik yaşarız, diyecektim ki…
İlk olay patlak verdi!
Ekim miydi, kasım mıydı tam hatırlamıyorum ama Kurban Bayramı izninden o gün dönmüştüm. Diğer arkadaşlar izinden henüz dönmediğinden akşam odada tek başıma uyuyakalmışım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum…
Yüzümde aniden patlayan bir tokatla gözlerimi açtım. Derhal ayağa fırladım! Çok korkmuştum! Hâki renkli parka giymiş ve kapüşonlarını da başlarına çekmiş sakallı üç militan karşımdaydı. Geçen yıldan tecrübe sahibiydim. Solcular hâki Ülkücüler siyah parka giyerlerdi. Gelenlerin hangi taraftan olduğunu parkalarının renginden hemen anlamıştım!
Ve tabii…
Kafama o anda dank etti! Bayramdan bir hafta önce Ülkücü bilinen birkaç arkadaşla okulun bahçesinde tur atmış ve sonra da kafeteryada çay içmiştik.
Militanlardan biri elinde yanan çakmağı bana doğru tutuyor; diğer ikisi ise yarı karanlık odada hem beni pataklıyor hem de bağırıyorlardı:
"Faşist köpek! Geçenlerde Amerikan 6. Filosu İzmir'deydi. İt sürüsü gibi bir bölük Amerikan askeri Tepecik'te kadınlarımızın ırzlarına geçtiler. Hiç onları protesto ettin mi lan? Söyle ettin mi! " Meğer bahsettikleri yer kerhaneymiş!
Şaşkınlıkla " hayır!" dedim.
Militan daha da öfkelendi ve bana bir tekme savurdu. Çıkarken de iri yarı olanı sinirli sinirli parmak salladı:" Bir hafta içinde bu yurdu terk etmezsen başına geleceklerden biz sorumlu değiliz!" Gittiler. İki gün sonra.
Gece vakti yurdun giriş kapısı tarafında ince sesli bir grup slogan atıyordu: "Kahrolsun Faşistler, Kahrolsun Amerika! Tek Yol Devrim!"
Ben de saf saf, yahu bu çocuklar bu saatte ne diye bağrışıyorlar ki, bunların anası babası yok mu? diyecek oldum ama yanılmıştım. Meğer onlar çocuk değil yurtta kalan üniversiteli kızlarmış!
On gün ya geçti ya geçmedi. Bir gece Ülkücü arkadaşların birinin odasında üç kafadar oturmuş sohbet ediyorduk. Birden içeriye hâki renkte parkalı, sakallı, tanımadığımız sekiz on kişi daldı. Hepsinin gözleri öfkeden çakmak çakmaktı. Biri:
"Mehmet K….. hanginiz lan!" diye bağırdı. Mehmet K…. bizim sınıfta, Manisalı bir arkadaştı. Birbirimize bakıştık. Arkadaş çekine çekine "Benim!" dedi. Derhal onu lavaboya doğru sürükleyip götürdüler ve ellerindeki bıçağı arkadaşın kaba etlerine batırıp çıkardıktan sonra biri:
"Bu bıçak var ya bu bıçak!" diye bağırdı. "şimdi kıçınıza batıyor ama eğer üç gün içinde bu yurdu terk etmezseniz anam avradım olsun kalbinize batacak!" İstanbul'da yağmurdan kaçarken İzmir'de doluya tutulmuştum.
İşin şakası yoktu! Ve direnmek faydasızdı. Ertesi gün…
Evde kalan hemşerilerimizin yanına sığınmak için eşyalarımı topluyordum.
|
|||
Etiketler: “, Bu, Bıçak, Var, Ya, , Bu, Bıçak, !, ”, |
|