|
|||
![]() |
Bardağın Dolu Tarafını Görmek... | ||
Dr. Ramazan Canural | |||
Hayata bakış açısı mı dediniz?
Valla bence çok önemli…
Bu konuda insanlar çoğu kere şu iki gruba dahil: Birincisi,bardağın dolu tarafını görenler(yani iyimserler); ikincisi, bardağın boş tarafını görenler (yani kötümserler)
Size âcizane tavsiyem; aman bardağın dolu tarafın görenlerden olun. Aksi halde hayatı, hem kendinize hem de etrafınıza zindan edersiniz.
Öyle diyorsun da kolay mı, dolu tarafı görmek; bunca derdin, sorunun arasında boğulmak üzereyken, dediğinizi duyar gibiyim.
Halbuki her şeyin çaresinin olduğunu, sadece ölüme çarenin olmadığını bir bilebilseydik! Sağlığın ne kadar önemli olduğunu, sağlıklı olarak bir defa bile nefes alıp vermenin ne kadar büyük bir nimet olduğunu, sağlığımızı yitirmeden önce bir aklımıza getirebilseydik!..
Bardağın dolu tarafı, boş tarafı dedik de…
İşte size çarpıcı bir örnek:
Yazar evindeki çalışma odasına girdi, günlüğüne yıl içinde başından geçenleri yazdı:
-Geçen yıl bir ameliyat geçirdim ve aylarca yatağa bağımlı kaldım
-Artık altmış yaşına girdim, yaşlanıyorum.
-Emekli olduğum için, otuz yıl çalıştığım işimi kaybettim.
-Oğlum ağır bir trafik kazası geçirdi ve okulda bir yıl kaybetti, arabanın pert olması da cabası… Sonunda şunu yazdı:
Ne kötü bir yıldı!
İçeri giren karısı, kocasının günlüğüne yazdıklarını okudu. Dışarı çıkıp, bir müddet sonra elinde bir kâğıtla içeri girdi. Kâğıdı kocasının yazdığı günlüğün yanına bıraktı. Adam kâğıda yazılanları okudu, şöyle yazıyordu:
-Geçen yıl sana uzun süreden beri rahatsızlık veren hastalıktan kurtuldun.
-Altmış yaşına sıhhat ve afiyet içinde girdin.
- Çok isteyip de bir türlü tam anlamıyla ilgilenemediğin yazarlık işine artık ayıracak bol bol zamanının var, çünkü emekli oldun.
-Oğlumuz o büyük trafik kazsından çok şükür sağ salim kurtuldu.
Ve yazı şöyle bitiyordu: Allah bize ne çok ikramda bulundu, ne güzel bir yıldı!
Aslında hem adam hem kadın aynı olaylar üzerine değerlendirmelerde bulunuyorlardı, ama görüşleri birbirinin tam zıttıydı. Çünkü biri bardağın boş tarafını görürken öteki dolu tarafını görmekteydi.
Bu durum aynen şuna benzer: Bazen insanın gölgesi önüne düşer, bazen arkasına…
"Güneşi önümüze alıp gölgemizi arkamıza düşürebilirsek, ne mutlu bize…"
Aksi halde güneşi arkamıza alıp gölgemizi önümüze aldığımızda, gölgemizi yakalamak için ömür boyu onu kovalar dururuz. Yakalayamadığımız için de huzursuz oluruz ve mutluluk bizim kapımızın önünden bile geçmez.
“BU ÇEVRE BİZE ATALARIMIZDAN MİRAS KALMADI, BİZ ONU ÇOCUKLARIMIZDAN ÖDÜNÇ ALDIK."
İşte yukarıdaki gibi güzel, doğru ve cafcaflı lâflar ederiz de, iş uygulamaya geldi mi çoğumuz fos çıkar.
Aşağıdaki görüntüler Gölhisar Yapraklı Barajının kenarındaki piknik alanından… İnsanlar ne bulduysa etrafa fırlatmış. Yazık ki, ne yazık!
Hele plastik atıklar var ya!… Tabiat bunları iki bin, üç bin yıl ortadan kaldıramıyor.
Bu görüntüleri bize yollayarak çevre hassasiyeti gösteren duyarlı vatandaşımıza teşekkür ederken, bunları etrafa atan insanlarımıza da şunu hatırlatmak istiyoruz:
Yahu atıklarınızı bir poşete doldurup çöp kutusuna atmak çok mu zor? Sadece beş dakikanızı alır. Böylece etrafımız, piknik yerlerimiz pırıl pırıl olur.
Ehhh, zaten aslan da yattığı yerden belli olur!..
|
|||
Etiketler: Bardağın, , Dolu, Tarafını, Görmek..., |
|